Tüp bebek tedavisi ilk olarak 1978 yılında yapılmış ve günümüze kadar da 41 yıl geçmiştir. Klasik tüp bebek tedavisi, doğal yolla gebelik elde edemeyen çiftlerin bebek sahibi olabilmelerine olanak vermekte, pek çok kısırlık vakasına çözüm olmaktadır. Ancak ilk uygulandığı zamandan bu tarihlere kadar üreme tıbbı alanında gerçekleştirilen çalışmalar, araştırmalar, kat edilen yollar sayesinde de her geçen gün tüp bebek tedavisinden daha başarılı sonuçlar alınır hale gelmiştir. Günümüzde kadından, erkekten, her ikisinden kaynaklanan kısırlık sorunlarının çoğunda tüp bebek tedavisi ile gebelik elde edilebilmektedir. Bununla birlikte yapılan tüm tetkik ve muayenelere rağmen kısırlığa sebep olan etkenin belirlenemediği vakalarda bile tüp bebek tedavisi ile başarı sağlanabiliyor. Zira tüp bebek tedavisi her geçen gün yeni, etkili ve daha başarılı yöntemlerle destekleniyor.
Mümkün olan en sağlıklı gebeliği elde edebilmek amaçlanıyor!
Tıpkı diğer tüm üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinde olduğu gibi tüp bebek tedavisinde de temel hedef hem gebelik oranlarını arttırmak hem daha çok çifte çocuk sahibi olma olanağını sağlamak hem de bu bebeklerin mümkün olan en sağlıklı şekilde dünyaya gelebilmelerini sağlamaktır. Bu bakımdan tüp bebek tedavisinde embriyonun sahip olduğu ya da sahip olması muhtemel genetik hastalıkları saf dışı bırakarak daha sağlıklı bebeklerin doğmasını sağlamak yönünde çok hızlı ve etkili ilerlemeler kaydedilmektedir. Aynı zamanda da kadının doğurganlığını koruyucu yöntemler (yumurta dondurma gibi) ve HLA uyumlu kurtarıcı bebek (doku uyumlu kardeş) gibi tedaviler tüp bebek teknolojisinin kat ettiği yolu göstermekte, yeni açılımlar şeklinde uygulamaya konmaktadır. Bu bakımdan tüp bebek tedavisi çifti sadece çocuk sahibi yapmak değil, bunun dışında da kullanılmaya başlanarak, en kaliteli ve en sağlıklı embriyonun seçilmesiyle üreme tıbbında yeni ufukların açılmasına olanak vermektedir.
Kardeşiyle doku uyumu olan kurtarıcı bebekler var!
Tüp bebek tedavisinin başarısı için çok önemli bir uygulama olan Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT), sadece embriyodaki genetik hastalığın tanınmasına imkan sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kök hücre transplantasyonuna ihtiyaç duyan hastalar için de doku (HLA) uyumlu embriyoların seçimine olanak verir. Yani kurtarıcı bebekler, tüp bebek tedavisinde Preimplantasyon Genetik Tanı ile kök hücre nakli amacıyla HLA uyumlu ve sağlıklı embriyoların genetik tanı yöntemleriyle seçilebilmesi anlamına geliyor. Şöyle ki; tek gen hastalığı taşıyıcısı veya hasta çocuğu olan aileler için kardeşiyle doku uyumlu olan bir bebek bulunmaz bir mucizedir, kesinlikle çok umut veren bir tedavi yaklaşımı olabilir. Preimplantasyon Genetik Tanı yöntemi uygulanarak elde edilen gebeliklerde, sağlıklı doğan bebeklerin göbek kordonu kanından elde edilen kök hücreler ve/veya kemik iliğinin kullanılabilmesi ile hasta olan bebek tedavi edilebiliyor. Bu da genellikle en önemli ve çoğunlukla tek çare olabiliyor.
Uzmanlar, tüp bebek tedavisinde Preimplantasyon Genetik Tanı ile HLA uyumlu olarak doğan kardeşin göbek kordonundan alınan kanın kardeşin tedavisi için mükemmel bir kök hücre kaynağı olduğunu bildirmekteler. Bu sebeple de genetik olarak kan hastalığı taşıyıcısı olan ve hastalıklı çocuk dünyaya getirmiş olan ebeveynlerin hem sağlıklı hem de hasta çocuklarına tedavi olanağı sunacak yeni bir bebek sahibi olabilmek amacıyla HLA uyumlu kardeş için tüp bebek tedavisine başvurmaları gerekiyor. Zaten bu tür vakalarda da talep her geçen gün artmaktadır.
CGH (Kapsamlı Kromozom Taraması) ile sağlıklı embriyo seçimi mümkün!
Tüp bebek tedavisinde elde edilen embriyolardan gebelik için en doğru olanın seçilebilmesi için uygulanan genetik testler çok önemlidir. Bu bağlamda Karşılaştırmalı Genomik Hibridizasyon testi (CGH) de DNA miktarındaki değişiklikleri saptayan moleküler genetik bir işlemdir. CGH ile eldeki tüm genomda kromozom veya kromozom bölgelerindeki artma ya da azalmalar saptanabilir ve hücrenin bütün kromozomları detaylı bir şekilde incelenebilir. Mikroçipler kullanılarak yapılan CGH yönteminde, embriyonun DNA miktarındaki değişiklikler çok yüksek çözünürlükte incelenir ve tanıya olanak veren veriler elde edilir.
Laboratuvarda embriyo gelişiminin 3. gününde mekanik, kimyasal veya lazer tekniklerinden birisi ile bir açıklık oluşturulur. Aassisted hatching adı verilen işlem sayesinde embriyo gelişiminin 5. gününde kolaylıkla biyopsi yapılabilir. Bu şekilde incelenen hücre sayısı, yapılacak genetik testlerde ve özellikle de moleküler analizlerde kritik önem taşımaktadır.
Daha gerçekçi sonuçlar alabilme ve teknik kaynaklı sorunların azalması için de trofektoderm doku biyopsisi ile alınan ortalama 4–5 hücrenin analiz edilmesi mümkün olur. Bu şekilde embriyonun taşıması muhtemel hem anneden hem de babadan olabilecek genetik bilgiler embriyodan kritik hücreler alınmadan da incelenebilir.
Laboratuvar ortamındaki embriyolar blastosist aşamasına kadar bekletildiklerinde kromozom anomalisine sahip embriyolar elenir ve kullanımı söz konusu olmaz. Sadece en kaliteli olanlar 5. güne, yani blastokist evresine ulaşabilir.
Yumurta dondurma ile kadın kısırlığı önlenebilir!
Kadın üreme yeteneğine dair bilinen en net veri, yaş ilerledikçe doğal yolla bebek sahibi olmanın zorlaşmasıdır. Çünkü ilerleyen yaşla birlikte yumurta rezervi de düşüyor. Bazı vakalarda ise takvim yaşı aldatıcı olabiliyor, beklenenden daha erken dönemde yumurtalık rezervi azalabiliyor. Yumurtalık rezervinin erken ya da geç bir yaşta bitmesi kadınlar için anne olamamak anlamına gelebiliyor. Bunu önlemek adına da yumurtaların dondurulması kadınlarda üremenin korunması için çok önemlidir. Yumurta dondurma işlemi sayesinde kadının üreme yetisi çok daha ileriki yıllara rağmen korunabilir.
Yumurta dondurma kimler için gereklidir?
- İş, eğitim veya sosyal sebeplerle annelik yaşını ertelemek zorunda olan kadınlar,
- Kanser hastası olan ve tedavi görmesi gereken kadınlar,
- Üreme yeteneğini etkileyecek tedavi görecek olan kadınlar,
- Endometrioz sebebiyle tekrarlayan yumurtalık ameliyatı olan kadınlar,
- Herhangi bir sebeple erken menopoz riski taşıyan kadınlar,
- Yumurta hücresi (Oosit) biriktirme ya da implantasyon öncesi genetik tanı gerçekleştirmek istenen vakalara zayıf yanıt veren kadınlar yumurta dondurmayı öncelikli olarak düşünmeliler.
Dinamik embriyo görüntüleme sistemleri
Tüp bebek laboratuvarları maksimum güvenlik ve özen ilkesi ile çalışmaktadır. Bu bağlamda embriyoskop da, tüp bebek laboratuvarlarında kullanılan yüksek güvenlikli bir inkübasyon sistemidir, içinde de embriyoları görüntülemek amacıyla tasarlanmış dahili bir kamera vardır. Embriyoskop inkübatöründe; arka planda fotoğraf çekme özelliğine sahip lens ve kırmızı ışık, önde ise embriyoların yerleştirildiği özel slayt ve yuvalar vardır. İşte bu sayede, yumurta ve spermin aynı ortama alınmasından, döllenme ve embriyo transferi aşamasına kadar yaklaşık 5 gün boyunca embriyo gelişim süreci hızlandırılmış bir video görüntüsü ile takip edilebilir.
Embriyo gelişimi, hızlı ve dinamik bir süreçtir. Bu bakımdan embriyoların incelenmek için inkübatörlerden sık sık çıkarılması embriyo kalitesini düşürebilir. Bununla birlikte embriyoların gelişim evrelerini detaylı olarak izlemek mümkün olamaz ve embriyolar hakkındaki değerlendirmeler de anlık görüntülere dayanır. Ancak embriyoskop kullanımı ile blastosist oluşturma potansiyeli ve kalitesi çok daha iyi belirlenebilir. Embriyoskop ile izlenmesinde ise embriyolar inkübatörlerden çıkarılmadan takip etmek, izlemek mümkün olduğundan, embriyolar hep kendileri için uygun ortamda kalabildiğinden blastosist evresine ulaşabilme oranlarında artış olmaktadır.