Tüp Bebek Tedavisinde Doğru Bilinen 10 Yanlış

Tüp bebek tedavisi, doğal yolla bebek sahibi olamayan çiftlere gebelik olanağı sunan çok başarılı bir tedavi yöntemidir. Üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinden en çok tercih edilen tedavi olan tüp bebek, çiftlerin maddi ve manevi açıdan birtakım imkanlara koşullara sahip olmasını gerektiren bir yöntemdir. Her ne kadar teknolojik gelişmelerle desteklense de, her geçen gün yeni tedavi yöntemleriyle başarı şansı artırılsa da tüp bebek tedavisine dair pek çok soru işareti, kafa karıştırıcı bilgiler de bulunmaktadır. Aslında doğru kliniklerde yapıldığında çok konforlu ve başarı şansı yüksek bir tedavi olsa da bu konuda doğru bilinen yanlışlar çiftleri endişelendirebilmektedir. Tüp bebek tedavisi konusunda en yaygın bilinen yanlışların doğruları aşağıda açıklanmaktadır.

  • Tüp bebek tedavisi zordur: YANLIŞ

Tüp bebek tedavisi günümüzde uygulanmakta olan diğer üremeye yardımcı tedavilerle karşılaştırıldığında prosedür açısından daha detaylıdır ve maddi açıdan da daha fazla yük getirir. Ancak her geçen gün üreme tıbbında kat edilen yol sayesinde günümüzde en etkin ve en başarılı yardımcı üreme tekniği tüp bebek tedavisidir. Tüp bebek tedavisinin her aşaması mümkün olan en konforlu ve ağrısız gerçekleştirilebilmektedir. Öyle ki, anne adayı her yapılan işlemden sonra birkaç saatlik dinlenmenin ardından günlük normal yaşamına devam edebilir.

  • Tüp bebek tedavisi her yaşta yapılabilir: YANLIŞ

Tüp bebek tedavisi kadının ve erkeğin kendi üreme hücreleri kullanılarak yapılmaktadır. Kadınların da ilerleyen yaşla birlikte yumurta rezervi azalmakta, özellikle de 35 yaştan sonra hızla düşmektedir. Bu sebeple de tedavide kadınların yaşı çok önemlidir. 35 yaşından itibaren kadının yumurta sayısı ve kalitesi azalmaya başladığı için 35 yaş sınırı fazlaca önemsenir. Bu bağlamda çocuk sahibi olmak isteyen, fakat bunu iş, eğitim ya da başka bir sebeple erteleyen kadınlara, daha erken yaşlarda yumurtalarını ileride kullanılmak üzere dondurmaları önerilir. Çünkü kadınlarda 30 yaşına kadar en yüksek seviyede olan üreme şansı 30 – 35 yaşları arası azalmaya başlarken, 40 yaş üzerinde artık üreme şansı çok azalır. Bu bağlamda tüp bebek tedavisinde 30 yaş altında başarı şansı yaklaşık % 50, 40 yaş üzerinde % 15, 44 yaşın üzerinde ise başarı % 1’in altına iner.

  • Tüp bebek tedavisinde başarı garantisi vardır: YANLIŞ

Günümüzde uygulanmakta olan neredeyse hiçbir tedavi yöntemi % 100 başarı garantisi veremez. Zira tüm tedaviler hastaya özeldir ve pek çok faktörü bünyesinde barındırır. Tüp bebek tedavisi de günümüzün en başarılı yardımcı üreme tekniği, başarı oranı en yüksek üremeye yardımcı tedavi yöntemidir. Her geçen gün bu başarı şansını artıracak uygulamalar yapılsa da, tedavide başarıyı artıran ya da azaltan pek çok faktör vardır. Bu faktörlerin çoğunun olumlu seyrettiği çiftlerde bile başarı şansı % 50’ler civarındadır. Özellikle de kadının yaşının ilerlemesi ile gebelik şansının düşmektedir.

  • Tüp bebek tedavisi kadının yumurta rezervini bitirir: YANLIŞ

Tüp bebek tedavisinde anne adayının yumurtalamayı ve embriyo tutunmasını artırıcı hormon ilaçları kullanması gerekir. Ancak bu ilaçların hiç birinin ve tedavi süresince yapılan uygulamaların yumurtalık rezervini azaltan herhangi bir etkisi olmamaktadır. Kadının yumurta rezervini azaltan yaşın ilerlemesi, sağlıksız yaşam ve beslenme koşulları, genetik faktörler gibi pek çok sebep varken, tüp bebek tedavisi bu sebeplerden birisi değildir.

  • Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar meme, yumurtalık ve rahim kanserine yol açabilir: YANLIŞ

Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların her biri yan etkileri bakımından pek çok incelemeden geçmektedir. Bunlardan hiç birinin kanser türleriyle bir bağlantısı bulunmadığı kanıtlanmıştır. Bu ilaçların hastalara da daha tedaviye başlanmadan anlatılanlar dışında hiçbir yan etkilerinin olmadığı bilinmektedir. Bu konuda çok geniş çapta bilimsel çalışmalar yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Bu bağlamda rahim, meme ve yumurtalık kanseri ile tüp bebek ilaçları arasında doğrudan bir ilişki gözlenmemektedir.

  • Tüp bebek tedavisinde ikinci deneme daha başarılı olur: YANLIŞ

Uzmanlara göre tüp bebek tedavisinde ilk dört tedavi yaklaşık olarak eşit başarı oranlarına sahiptir. Dördüncü tedaviden sonraki denemelerde ise başarı şansı bir miktar da olsa azalmaktadır. Aslında tüm tüp bebek merkezlerinin amacı çifti ilk denemede bebek sahibi yapabilmek iken, başarısızlık durumunda buna sebep olan faktörleri belirlemek için bir dizi çalışma yapılır. Bu şekilde tespit edilen başarısızlık sebeplerini ortadan kaldıracak tedaviler ve uygulamalar yapıldıktan sonra gerçekleştirilen tüp bebek denemesinden başarılı bir sonuç alabilmek beklenir. Bunun tersi olarak hiçbir yeni tedavi yapılmadan deneme yapmak başarı şansını artırmayacaktır.

  • Tüp bebek tedavisinde çoğul gebelik olur: YANLIŞ

Normal şartlar altında anne adayının rahmine ne kadar çok sayıda embriyo transfer edilirse o kadar fazla sayıda gebelik oluşma riski bulunmaktadır. Aslında her tüp bebek denemesinde en sağlıklı bir tane embriyoyu rahme transfer edip gebelik elde etmek temel amaçtır. Ancak çiftin bebek sahibi olma isteği, yaşı ve dolayısıyla da sonrada yeniden deneme yapılıp yapılmayacağı gibi koşullar da değerlendirmeye alınır. Tüp bebek tedavisi ilk uygulanmaya başlandığı dönemlerde başarı kaygısı sebebiyle çoğul gebelik artmıştır. Ancak ülkemizde Sağlık Bakanlığının 2010 yılında yönetmelikte yaptığı bir değişiklikle 35 yaş altındaki hastalarda ilk iki denemede tek embriyo, diğer tüm hastalarda da en fazla iki embriyo transferine izin verilmiştir. Bu bakımdan ülkemizde yasalar sınırsız ya da ikiden fazla embriyo transferini kontrol altına almıştır. Hem anne hem de bebeklerin sağlığı için büyük risk faktörleri taşıyan çoğul gebeliklerin önüne geçilmektedir.

  • Tüp bebek tedavisinde başkalarının yumurta ve sperm hücreleri, embriyoları karışabilir: YANLIŞ

Tüp bebek tedavilerinde en çok önem verilen hususların başında verilerin ve üreme hücrelerinin, dokularının güvenliği gelmektedir. Bu tedavide sıfır hata ile çalışmak çok önemlidir ve merkezler de sistemlerini buna göre kurmuşlardır. Tüp bebek tedavisi kişiye özel bir tedavi olduğundan tedaviye başlandığında kişiye özel, onların adı, soyadı, eşin adı ve TC kimlik numaralarının yazılı olduğu çipli bileklikler, künyeler oluşturulur. En başından sonuna kadar mutlaka her basamak en az iki kişi tarafından ve de sistem tarafından kontrol edilir. Tüp bebek tedavilerindeki embriyoloji laboratuvarları yüksek güvenlik sistemlerine sahip olduğundan kişilerin ve hastanın giriş çıkışları sisteme an be an kaydedilir, her işlem yetkili kişi ile sınırlandırılır.  Ayrıca da tüp bebek kliniklerindeki her bir alan 24 saat kapalı devre kamera ile sistem sürekli kontrol altında olduğundan güvenlik en üst seviyededir.

  • Menisinde hiç sperm hücresi olmayan erkekler baba olamaz: YANLIŞ

Bazı erkelerin menisinde hiç sperm hücresi olmadığı için doğal yolla bebek sahibi olmak mümkün olmayabiliyor. Bu tür vakalarda mikroskop altında sperm arama ameliyatları ile meni testlerinde hiç sperm tespit edilemeyen erkler de baba olabiliyor. Mikro TESE adı verilen bu cerrahi işlemle erkeğin testislerinde bulunan, ancak kanal tıkanıklıkları ya da başka sebeplerle meniye gelemeyen sperm hücreleri alınır ve tüp bebek tedavisi ile gebelik elde edilir.

  • Tüp bebek tedavisinde başarı getirmeyeceği için fazla embriyoların dondurulmasına gerek yoktur: YANLIŞ

Yumurta, sperm ya da embriyo dondurulması kişilere daha ileriki dönemlerde istenecek bir bebek için genç yaşlardaki hücrelerle gebelik elde edebilme şansı veren bir uygulamadır. Bir tüp bebek tedavisinde elde edilen fazla embriyoların da dondurulması ile başarısızlık durumunda bir sonraki tedavide kullanılmak üzere hazır ve sağlıklı embriyoların bulunması demektir. Günümüzde neredeyse tüm dondurulan embriyolar istendiğinde sağlıklı olarak geri kazanılabilmekte, transfer edilen embriyo sayısının ülkemizde kısıtlı olduğu da göz önünde bulundurulduğunda hastalara çok önemli bir şans sunulmaktadır.

Leave A Comment