Rahim Miyomları ve Belirtileri

Genellikle 35 yaş ve üzerindeki kadınlarda sıklıkla görülen miyomlar, 1 santimetreden 15 santimetreye kadar büyüklükte olabilen tümör tipi yapılardır. Vücutta iyi ya da kötü huylu olabilen tüm şişkinliklere miyom adı verilir. Miyom; kadının rahim dokusundan kaynaklanırken, rahimde ya da rahim ağzında, düz kaslardan gelişerek oluşmaktadır. Miyomlar yuvarlak şekilli, pembe renkli ve çoğunlukla iyi huylu olur.

Uterin fibroid (rahim miyomları) nedir?  

Rahim miyomları, rahimde çıkan iyi huylu tümörlerdir ve rahim duvarı ile aynı düz kas liflerinden oluşur. Rahimde oluşan miyomlar genellikle yuvarlak şekilli olur ve rahimdeki yerlerine göre ad alır.

Subserosal miyom, rahim dışındaki astar zarının altında olur ve çoğunlukla rahmin dış yüzeyinde lokalize olarak görünür veya bir pedikül ile dış yüzeye tutunur. Submukozal miyom, rahim boşluğunun içinde, rahmin iç astarının altında yer alır. İntramural fibroidler ise rahmin kas duvarında bulunur.

Rahim miyomu neden olur? 

Rahim miyomlarının neden oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. Kadının sahip olduğu; genetik anomaliler, büyüme faktöründeki değişiklikler, yani vücutta hücre proliferasyon hızını ve derecesini yönlendiren proteinler, vasküler sistemdeki anomaliler ve hasara karşı doku tepkisinde meydana gelen değişikliklerin miyom oluşumuna neden olabileceği düşünülmektedir.

Rahim miyomlarının oluşumunda aileden gelen sağlık özelliklerinin önemli bir faktör olduğu biliniyor. Zira aynı aileden olan kadınlarda sıklıkla miyom gelişim öyküsü bulunuyor. Aynı bağlamda Afrika kökenli kadınlar, diğer ırklardan olan kadınlara göre 2 -3 kat daha fazla miyom gelişme riski taşımaktadır.

Erken yaşlarda gebe kalan kadınlarda miyom gelişme riskinin, ileri yaşta gebe kalanlara göre daha düşük olduğu bilinmektedir.

Henüz ergenliğe girmemiş olan genç kızlarda rahim miyomları görülmemekle birlikte, ergen kızlarda çok nadiren miyom gelişebiliyor.

Vücuttaki östrojen hormonu miyom büyümesini teşvik edici etki gösterebilmektedir. Gebeliklerin ilk 3 ayı içinde ve doğumdan sonrasında rahim miyomlarının yaklaşık üçte biri büyür ve büzülür. Menopozdan sonra ise miyomlar genellikle küçülme eğilimi gösterir. Bunun da östrojen seviyesinin düşmesi ile ilgili olduğu düşünülür. Postmenopozal hormon tedavisi gören kadınlarda ise semptomların devam ettiği gözlenmektedir.

Rahim miyomları genel olarak yaygın şekilde görülür ve 50 yaşına gelmiş olan kadınların yaklaşık % 70 – 80’inde bulunur. Rahim miyom çoğu zaman semptomlara neden olmadığı için de pek çok kadın bunun farkında bile olmayabilir. Ancak bir jinekolojik muayene, ultrason muayenesinde miyomlar tespit edilebilir.

Rahim miyomlarının belirtileri nelerdir? 

Rahim miyomları çoğu hastada herhangi bir semptom yaratmadığı için fark edilmeyebilir. Aynı zamanda kadının anormal rahim kanaması olması ise rahim miyomlarının en yaygın görülen semptomudur. Miyomlar rahim astarına yakın konumlanmışsa veya astara kan akışına engel oluyorsa kadın; yoğun, ağrılı ve uzun adet  dönemleri veya adet dönemleri arasında lekelenmelerden şikayetçi olabilir. Miyomlardan kaynaklanan aşırı kanama şikayeti olan kadınlar, demir eksikliği anemisi yaşar. Rahim miyomları bazı kadınlarda çok şiddetli ağrılara neden olabilir. Bu miyomlar boyutlarına, rahimdeki yerlerine ve bitişik pelvik organlara ne kadar yakın olduklarına göre birtakım şikayetlere neden olabilir.

Miyomlar büyükse; baskı, pelvik ağrı, sık sık idrara çıkma veya hatta idrara çıkmada zorlanmadan kaynaklanan mesane baskısı, rektumda ağrılı ve dışkılamaya engel olacak şekilde sancı gibi şikayetlere yol açabilir.

Rahim miyomları kısırlığa yol açar mı?

Rahim miyomları, normal dışı oluşumlar olmakla birlikte, yumurtlamayı engellediğine dair bir veri bulunmamaktadır. Ancak rahim miyomları birtakım faktörlere yol doğurganlığı olumsuz etkileyebiliyor. Özellikle de rahim içi boşluğuna hasar veren submukozal fibroidlerin kısırlıkla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bazı kadınlarda ise rahim miyomlarının tekrarlayan düşüklere neden olduğu biliniyor.

Tedavi edilmeyen miyom risk yaratır mı? 

Rahim miyomlarının çoğu belirtiye neden olmayıp sorun oluşturmadığından fark edilmeyebilir ve de tedaviye gerek duyulmaz. Ancak bazı rahim miyomları hızlı büyüyebilir ve bu durumda nadir görülen bir kanserli tümör olabileceğinden şüphe edilir. Bu durumda ultrason, MR veya diğer görüntüleme yöntemleriyle iyi huylu bir miyomdan ayırt edilemediği için dikkatli takip edilmesi gerekir. Fakat bu tür tümörler rahim miyomlarının % 1’den azını oluşturur.

Miyomlar nasıl teşhis edilir? 

Rahim miyomları pelvik muayene ve hatta daha yaygın olarak ultrason muayenesi ile teşhis edilir. Bu miyomlar genellikle pelvik muayene ile tespit edilemez. Ultrasonografi, rahim miyomlarının yumurtalık tümörleri gibi diğer oluşumlardan ayırt edilmesine yardımcı olur. Aynı zamanda MR ve bilgisayarlı tomografi taramaları miyom tanısında rol oynayabilir. Ancak ultrasonografi tekniği pelvisin görüntülenmesi için en basit, en ucuz ve en doğru sonuç alınan tekniktir. Çok sık olmasa da rahim boşluğunda miyom varlığını saptama amaçlı histerosonogram (HSG) yapılabilir. Histerosonogramda (HSG), rahim ağzından kontrast sıvı verilirken ultrason ekranında görüntüleme yapılır. Endometriyal boşluğa verilen sıvı, submukozal miyomlar gibi içinde bulunan herhangi bir kitlenin ana hatlarının belirlenmesine yardımcı olabilir.

Rahim miyomları nasıl tedavi edilir?

Rahim miyomları, yukarıda da anlatıldığı gibi çoğunlukla şikayete yol açmaz, semptom yaratmaz. Bu sebeple de bir tedavi yoluna gitmek düşünülmez. Ancak şikayete ve semptoma yol açan, büyüyen miyomların tedavi edilmesi gerekir. Tedavi gerektiren miyomları tedavi etmenin birçok farklı yolu vardır.

Miyom tedavisinde cerrahi yöntemler, tedavinin gerekli olduğu durumlarda temel çözümdür. Rahim miyomlarının olası cerrahi müdahaleleri arasında histerektomi veya rahmin (ve onunla birlikte olan fibroidlerin) çıkartılması bulunur. Rahim içindeki miyomların seçici olarak çıkarılması işlemi olan miyomektomide; histeroskop, laparoskop veya karın duvarındaki standart açık kesi ile yapılabilir.

Rahim miyomları tedavisinde lazer lifleri, donma probları (kriyocerrahi) ve dokuyu gerçekten çıkartmayan ancak yerinde yok etmeye çalışan diğer tahrip edici teknikler kullanılarak miyoma delikler açılabilir.

Miyomda herhangi bir tıbbi sorun veya rahim kitlesinde kötü huylu olma şüphesi varsa cerrahi işlem kesinlikle gereklidir. Rahim miyomlarını tedavi etmek için uygulanan bir diğer yöntem olarak da uterin arter embolizasyonu (UAE) kullanılır. Uterin arter embolizasyonunda (UAE), miyomu besleyen arterlere bir kateterden enjekte edilen polivinil alkol adı verilen  bir bileşene ait küçük boncuklar kullanılır. Bu boncuklarla miyomun kan dolaşımı engellenir, miyomlar kan ve oksijen açısından aç kalır, beslenemez. Bu teknik uterin arter embolizasyonunun (UAE) cerrahiye karşı uzun vadeli etkilerini değerlendirmeye yetecek kadar kullanılmamakla birlikte, miyom rahatsızlıkları için tedavi gören kadınların hastanede kalış sürelerinin ameliyat olanlara göre daha kısa olduğu, ancak komplikasyon ve tekrarlama riskinin daha fazla olduğu biliniyor. Uterin arter embolizasyonunun (UAE) cerrahi tedaviye karşı uzun vadeli sonuçları halen araştırılmakta, değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Aynı zamanda polivinil alkol boncuklarını enjekte etmek yerine, ilgili rahim arterlerinin klemplenmesini gerektiren Uterin arter oklüzyonu (UAO) potansiyel bir alternatif olarak düşünülmektedir.

Rahim miyomları hamilelikte risk yaratır mı? 

Rahim miyomlarının hamileliğin ilk üç ayında kanama, makatta basınç, plasental ani durma ve doğum sırasındaki problemler gibi sorunlara sebep olabildiği bilinmektedir. Bu bakımdan rahim miyomları ve gebelik komplikasyonları ilişkilidir. Ayrıca miyomlar çoğunlukla doğumun normal değil de sezaryen ile yapılmasını gerektirir. Hamilelik ve miyom riski miyomların boyutu ve rahimdeki konumu, bir fibroidin obstetrik komplikasyonlara neden olup olmadığına bağlıdır.

Leave A Comment