Bebeğiniz, rutin ultrason kontrolleri sırasında doktorunuzun kontrol ettiğinin sadece yarısıdır. Çünkü, bir bebek büyütmekle birlikte, onun tüm ihtiyaçları için durak noktası olan bir mekanı da büyütüyorsunuz: plasenta!
Bebeğiniz, 9 aylık hamilelik boyunca büyüyüp olgunlaşırken, rahminde büyüyen plasenta da onu hayatta tutmaktan sorumludur. Muhtemelen, plasenta ismini zaten duymuşsunuzdur. Peki, ne işe yarıyor? Ve, sağlıklı bir hamilelik geçirebilmek için bu konuda bilmeniz gerekenler nelerdir?
Plasenta Nedir?
Plasenta, bebeğiniz ile kendi kan kaynağınız arasındaki yaşam çizgisidir. Hamileliğin tüm aşamalarında, bebeğinizin sizin yardımınızla beslenmesini ve nefes almasını sağlar. Buradaki bağlantı, kullandığınız alkol, kafein ve sigara gibi maddelerin bebeğinizi neden etkileyebileceğinin de göstergesidir.
Bebeğiniz, büyümek için suya, besinlere, oksijene, hastalıklara karşı antikorlara ve karbondioksit gibi gereksiz atıklardan kurtulmanın bir yoluna ihtiyacı vardır. Plasenta, bunların hepsini sağlamaktadır. Kanınız rahminizden akarken; plasenta besinleri, bağışıklık maddelerini ve sisteminizde dolaşan oksijen moleküllerini emer. Bunlar, plasentayı bebeğe bağlayan göbek kordonu aracılığıyla amniyotik keseye ve bebeğinizin kan damarlarına taşır. Benzer şekilde, bebeğiniz ihtiyaç duymadığı başka bir şey biriktirdiğinde, plasenta da bunları kanınıza geri gönderir.
Plasentanın Görevi Nedir?
Vücudunuzdaki mikropların bebeğinizi hasta etmemesi ve vücudunuzun bebeğinizi yabancı madde olarak reddetmemesi hayati bir önem taşıdığından; plasenta bir bariyer görevi görür. Yani, plasenta kan hücrelerinin ve besinlerin geçmesine izin verir. Bakteri ve virüslerin çoğunu rahimden uzak tutar. Ayrıca, bebeğinizin birçok hücresinin kan dolaşımınıza girerek alarm vermesini engeller.
Son yıllarda, doktorlar, plasentanın geçmişte bildiklerinden daha fazla işleve sahip olduğunu keşfettiler. Plasenta, siz ve bebeğiniz arasında sadece pasif bir köprü olmaktan daha fazlasıdır. Hamilelik sırasında, her ikiniz için de gerekli olan HPL, oksitosin, progesteron ve östrojen gibi hormonlar da üretir.
Plasenta Nasıl Oluşur?
Bir yumurta, gebeliğin üçüncü haftasından sonra döllenmek üzere serbest bırakıldıktan sonra, yumurtalıkta bulunan “korpus luteum” adı verilen folikül çöker. Daha sonra progesteron hormonu üretmeye başlar ve bir embriyo için besin ve destek sağlar.
Bu arada, bir spermin yumurtayı döllemesinden 7-8 gün sonra, bir embriyonun en eski formu olan bir hücre kütlesi, rahim duvarına yerleşir. Bu kütleden alınan bazı hücreler, rahim duvarının daha derinlerine inerek ayrılır.
Çift yumurta ikizlerine hamileyseniz, her bebeğin kendi plasentası olacaktır. Tek yumurta ikizlerinde, bir mi yoksa iki mi plasenta olacağı, döllenen yumurtanın ne zaman bölündüğüne bağlıdır. Eğer; embriyo ikiye bölündüğünde plasenta zaten oluşmuşsa, bir plasenta her iki bebeği de besleyecektir. Bölünme daha önce gerçekleşmişse, her bebek için ayrı iki tane plasentanız olabilir.
İlk iki ay içinde plasenta gelişir. Küçük damarlar daha büyük damarlara dönüşerek, büyüyen bebeğinize daha fazla oksijen ve besin sağlar. Hamileliğinizin 12.haftasına gelindiğinde, plasenta da korpus luteum için devreye girer ve gebeliğin devam etmesi için gereken tüm yapılara sahiptir. Bebeğiniz büyüdükçe o da büyümeye devam edecektir. Gebeliğin 40.haftası civarında, doğum yaptığınızda plasentanın ağırlığı ortalama 450-500 gr civarında olacaktır.
Plasentanın Sağlığını Etkileyen Faktörler
Hamilelik sırasında, plasentanın sağlığını etkileyen bazı faktörler vardır. Bazıları sizin kontrolünüzdedir, bazıları etkilemez. Bu faktörler:
- Annenin yaşı
Bazı plasental problemler, özellikle 40 yaşın üzerindeki anne adaylarında daha yaygındır.
- Doğum suyu
Hamilelik boyunca bebeğiniz, amniyotik kese adı verilen sıvı dolu bir zarla çevrelenir. Keseden doğumdan önce su sızarsa ya da yırtılırsa, bazı plasental problemlerin riski de artar.
- Yüksek tansiyon
Yüksek tansiyon, plasental problemlerin riskini arttırabilir.
- Çoğul gebelik
Birden fazla bebeğe hamileyseniz, daha fazla risk altında olabilirsiniz.
- Kan pıhtılaşma bozuklukları
Pıhtılaşma riskini arttıran herhangi bir durum, plasentaya bağlı bazı riskleri de arttırmaktadır.
- Daha önce rahim ameliyatları
Daha önce bir rahim ameliyatı geçirdiyseniz, daha yüksek bir risk altında olabilirsiniz.
- Daha önce plasental problemler
Geçmiş hamileliklerde plasental problem öykünüz varsa, daha yüksek bir risk altında olursunuz.
- Bağımlılık ve madde kullanımı
Hamilelikte sigara içen kadınlarda risk daha yüksektir.
- Karın travması
Karın bölgesinde düşme, trafik kazası ya da başka bir darbe türü ile yaşanmış bir travma plasentanın rahimden daha erken ayrılma riskini arttırmaktadır.
Plasentaya Bağlı Sorunlar Nasıl Anlaşılır?
Aşağıdakilerin olması durumunda, bir doktora danışmalısınız:
- Vajinal kanama
- Karın ağrısı
- Sırt ağrısı
- Rahim kasılmaları
Plasenta Nasıl Çalışır?
Plasenta, aslında maddelerin anne ve bebek arasında geçiş yapmasına izin vererek çalışır. Bu, bebeğin oksijen, besinler ve diğer hayati maddeleri annenin kan kaynağını doğrudan paylaşmak zorunda kalmadan elde etmesini sağlamaktadır.
Bu, hayati bir önem taşımaktadır. Çünkü, bir bebek annesi ile her zaman aynı kan grubuna sahip değildir. Kan akışlarının doğrudan karıştırılması, annenin bağışıklık sisteminin fetal kan kaynağına saldırmasına neden olabilir. İkisini ayıran plasenta olsa bile, problemler bazen fetal kan kaynaklarına saldıran maternal antikorlardan kaynaklanır. Bazı kadınlar, bunu durdurmak için çeşitli tedaviler görebilir.
Plasenta ve Mide Bulantıları
Hamile kalan pek çok kadın, gebeliğin daha sonraki dönemlerini dört gözle bekler. Enerji seviyeleri yükselir, hormon seviyeleri dengelenmeye başlar ve mide bulantıları azalır.
Plasenta, gebeliğin ilk 3 aylık döneminin sonuna doğru progesteron üretimini devralır. Bu da, kusma ve mide bulantılarının azalmasını sağlar. Çoğu anne için bu, sabah bulantılarının sona ermesi anlamına gelir. Peki, ya mide bulantıları geçmezse? Burada, plasenta rol oynayabilir. Kanınızdaki GDF15 adı verilen bir protein konsantrasyonu daha yüksekse, bu bulantı ve kusma nöbetleri ile bir süre daha devam edebilir.
Sonuç olarak…
Plasenta, gelişmekte olan bebeğinize besin ve oksijen sağlayan temel bir organdır. Hamileliğinizin sağlıklı olmasında da önemli bir rol oynamaktadır.
Gebeliğin başından itibaren, plasenta büyür ve şekil değiştirir. Vajinadan kanama, karın ağrısı ya da sırt ağrısı gibi herhangi bir semptomla karşılaşırsanız, mutlaka doktora başvurmalısınız. Bunlar, daha ciddi bir durumun belirtileri olabilir.