Kanser ve Erkek Doğurganlığı Arasındaki İlişki

Doğurganlık, çocuk sahibi olma yeteneğidir. Erkek doğurganlığı; normal cinsel aktivite yoluyla bir erkeğin çocuk sahibi olabilmesidir. Bir kişinin doğurganlığı; üreme organlarının gerektiği gibi çalışmasına, ne zaman ve ne sıklıkla cinsel ilişkiye girdiğine, belirli hormonlara ve eşinin herhangi bir doğurganlık sorunu olup olmadığına bağlı olarak değişir.

Bir kişinin çocuğunun olmamasına kısırlık denir. Erkek kısırlığı, doğal yolla çocuk sahibi olunamaması anlamına gelir. Doktorlar, genellikle 12 ay ve daha uzun süre boyunca korunmasız cinsel ilişkiye girildikten sonra çocuk sahibi olamayan bir kişiyi “kısır” olarak değerlendirmektedir.

Doğurganlıkla ilgili sorunlar, üreme sorunları ya da değişiklikler olarak da adlandırılabilir. Bazı hormon seviyeleri, anormal derecede düşük ya da yüksek olduğunda ya da üreme organları düzgün çalışmadığında kısırlıktan söz edilebilir. Bazı kişiler, neden kısır olduklarını asla öğrenemezler. Pek çok doktor, stres ve kaygı gibi faktörlerin de kısırlıkta rol oynadığına inanmaktadır.

Belirli kanser türlerine sahip olan ya da kanser tedavisi gören kişilerde de kısırlık sorunları olabilir. Bu yazıda; kanser hastalıklarının erkek doğurganlığını etkileyip etkilemediğini inceleyeceğiz!

Kısırlık Neden Meydana Gelir?

Bir çift gebelik elde ettiğinde, buna üreme denir. Bir bebeğin doğal yolla oluşabilmesi için pek çok faktörün aynı anda olumlu seyretmesi gerekir.

Bir organın çalışma şeklindeki herhangi bir değişiklik ya da bir hormon değişimi, gebeliğin oluşmasını engelleyebilir. Yani, bir erkeğin doğurganlığını etkileyebilecek bir vücut sistemi arızası meydana gelebilir. Kanser gibi bazı sağlık sorunları da bunu etkileyebilir. İşte, bir erkekte kısırlığa neden olabilecek bazı faktörler:

  • Tümör benzeri bir sorun, bir organın tıkanmasına neden olabilir ya da düzgün çalışmasını engelleyebilir
  • Gebelik elde edilebilmesi için gerekli olan hormonlarda bozulmalar meydana gelebilir.
  • Testislerde sağlıklı sperm üretilemeyebilir ya da hiç sperm üretilmeyebilir.
  • Boşalma süreci bozulabilir.

Çoğu durumda, kanser tedavileri; üreme sürecinin bazı kısımlarını ve bir erkeğin çocuk sahibi olma yeteneğini, kanser türünün kendisinden daha fazla olumsuz etkileyebilir. Farklı tedavi seçeneklerinin farkı etkileri olabilir. Kısırlık riski, şunlara bağlı olarak değişir:

  • Hastanın yaşı ve gelişim evresi
  • Ameliyatın türü ve kapsamı
  • Tedavi türü (radyasyon, kemoterapi, hormon tedavisi, kök hücre nakli vb.)
  • Tedavi dozu

Size önerilen bir kanser tedavisine başlamadan önce, doğurganlığınızı nasıl etkileyebileceğini öğrenmek için doktorunuzla görüşmeniz çok önemlidir. Herhangi bir şüpheniz varsa, doktorunuzdan yeterli bilgi aldığınızdan emin olun.

Kanser Tedavileri ve Doğurganlık

  • Cerrahi

Testis, penis, mesane ya da rektum gibi bir organın içinde ya da yakınında bulunan bir tümör için cerrahi müdahale gerekebilir. Bu tür bir ameliyat, bir erkeğin doğurganlığını olumsuz etkileyebilir.

  • Testis kanseri ameliyatı

Orşiektomi; testislerin ameliyatla alınması anlamına gelir. Bu, testis kanserinde uygulanan yaygın bir tedavi seçeneğidir. Bir erkeğin testislerinden biri sağlıklı olduğu sürece, ameliyattan sonra da sperm üretmeye devam eder. Ancak, testis kanseri olan bazı erkeklerin doğurganlığı azalır.

  • Prostat kanseri ameliyatı

Prostata yakın dokulara yayılan prostat kanseri olan bazı erkeklerde, testosteron üretimini durdurmak ve bölgedeki kanserli hücrelerin büyümesini yavaşlatmak için her iki testis de çıkarılabilir. Bu erkekler, ameliyat öncesi sperm biriktirmedikçe çocuk sahibi olamazlar.

Prostat ameliyatı, bir erkeğin ereksiyon olmasını sağlayan sinirlere de zarar vererek iktidarsızlığa neden olabilir. Hatta, sertleşse bile, orgazm sırasında penisten meni gelmediği için çocuk sahibi olamaz.

  • Kemoterapi

Testisler, ergenlik döneminde sperm üretmeye başlar. Normalde, bu bir erkeğin hayatının geri kalanında devam eder. Ancak, bazı kemoterapi ilaçları testislere zarar verebilir ve sperm üretme yeteneklerini etkileyebilir. Kemoterapi, vücutta hızla bölünen hücreleri öldürerek çalışır. Kemoterapi tedavisi gördükten sonra, sperm üretimi yavaşlayabilir ya da tamamen durabilir. Bazen, sperm üretimi geri dönebilir.

  • Hormon tedavisi

Prostat ya da diğer kanser türlerini tedavi etmek için kullanılan bazı hormon tedavileri, sperm üretimini etkileyen hormonları olumsuz etkileyebilir. Bu da, sperm üretiminin yavaşlamasına ya da sperm sayısının azalmasına neden olabilir. Bu, bir erkeğin çocuk sahibi olma yeteneğini etkileyebilir. Hormon ilaçları ayrıca, kullanıldığı dönemde cinsel isteksizlik ya da sertleşme sorunları gibi yan etkilere de neden olabilir. Ancak bu etkiler, genel olarak ilaç kesildikten sonra iyileşme eğilimindedir.

  • Kemik iliği ya da kök hücre nakli

Kemik iliği ya da kök hücre nakli, genellikle işlemden önce yüksek dozda radyasyon ve kemoterapi gerektirir. Çoğu durumda, bu tür prosedürler sperm üretimini kalıcı olarak etkileyebilir. Bu da, doğurganlıkta ömür boyu değişikliklere neden olabilir.

  • İmmünoterapi

İmmünoterapi ilaçları, standart kemoterapi ilaçlarından farklı olarak kanser hücrelerine saldırır. Hamilelik sırasında doğurganlık üzerindeki etkileri hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu ilaçları alan erkeklerde, bu ilaçlara maruz kalan bir fetüste doğum kusurları olma riski daha yüksektir. Bu ilaçlar, tedaviden sonraki birkaç ay boyunca menide kalabilir.

Erkeklerde Doğurganlık Sorunlarında Destek

Bazı erkekler için kısırlık, kanser tedavisinin en zor ve uzun vadeli etkilerinden biri olabilir. Doğurganlığı düşünmek şuan için zor olsa da; çoğu erkek, tedavi seçeneklerinin doğurganlıklarını nasıl etkileyebileceği konusunda doktorları ile görüşmelidir. Bu süre zarfında, ekstra destek için profesyonel bir yardım almanız faydalı olabilir.

Leave A Comment