Üreyebilmek için kadının yumurtası, erkeğin de sperminin olması temel şarttır. Kadınlarda üreme yetisinin en önemli göstergelerinden birisi yumurtlama işlevidir. Yani yumurtlama işlevi kaybolan kadınların gebe kalabilmeleri söz konusu değildir. Yumurta ve yumurtlama olayına temel olarak bakılacak olursa; her kız bebek belli bir yumurta kapasitesi ile doğar, bu yumurtalar onun üreme hücreleridir, yumurtaların sayısı ve kalitesi de üreme yetisini gösterir. Her kız, ergenliğe girişle birlikte her ay bir tane yumurta onu saran folikülün içinden çıkar ve olası bir korumasız cinsel ilişkide döllenme için hazırdır. Her ay yumurtlama ile kadının yaşının ilerlemesiyle, geçirdiği hastalıklarla, bazı genetik sorunlarla, kullanılan ilaçlarla, olumsuz ve sağlıksız yaşam şartlarıyla kadının var olan yumurta rezervi her geçen gün azalır. Bu bağlamda kadınlarda yaşın ilerlemesiyle hızlanan yumurta azlığı sorunu, yaşın dışında pek çok faktörden de etkilenmektedir. Bazı vakalarda da kadınların biyolojik yaşlarının yumurta yaşları ile aynı olmadığı görülüyor, pek çok kadın beklenen dönemden çok daha öncesinde yumurtlama yetisini yitirebiliyor, yumurta rezervi tükenebiliyor.
Genel olarak normal şartlar altında 45 – 50 yaşlarına kadar kadının yumurta rezervinin tükenmemiş olması gerekir. Çünkü menopoza girme yaşı ortalama 50 civarıdır. Ancak bu yaklaşık menopoza giriş yaşı her kadın için farklı olabilir. Çünkü “erken yumurtalık yaşlanması” diye de bir sorun var. Bu tehlikeden dolayı da kadınların gebeliği erteleme durumunda olduğu koşullarda üreme şanslarını koruma altına almak için yumurtaları dondurmaları çok önemlidir.
Yumurtalık (over) rezervi nedir?
Kadınların yumurta rezervi onların üreme potansiyeli, yani hamile kalma kapasitesidir. Bu bakımdan bir kadının yumurtalıklarında bulunan foliküllerin (yumurtaların) sayısı ve kalitesi yumurtalık rezervini gösterir. Bundan dolayı da özellikle çocuk sahibi olmak isteyen kadınların yumurta rezervlerinin değerlendirilmesi, gerekiyorsa gebeliği biraz daha öne alabilmesi açısından çok önemlidir. Kadınlar, yumurtalık rezervinin değerlendirme sonuçlarına göre de kısırlık tedavisi için uygulanacak yöntem ve hamile kalma şansı hakkında önemli bilgiler elde edilebilir. Kadının yumurtalık rezervinin yüksek olması; kadının yumurtalıklarında foliküllerinin fazla, kaliteli ve hamile kalma şansının da yüksek olduğu anlamına gelebilir. Aynı bağlamda da yumurtalık rezervi yüksek olan bir kadının beklenenden çok daha önce rezervinin azalması, yani erken yumurtalık yaşlanması gibi bir sorunu olması da söz konusu olabilir.
Erken yumurtalık yaşlanması nedir?
Normalde kadınların yumurtalığındaki folikül sayısını, kalitesini gösteren en önemli faktör yaşıdır. Kadınların yaşı ilerledikçe özellikle de 35 yaşından sonra folikül sayısı ve kalitesi hızla azalır. Yaş 40’ı geçtikten sonra ise bu tükeniş daha da hızlanır. Kadınlarda zaten ilerleyen yaş, hastalıklar, ilaçlar, sağlıksız yaşam, genetik faktörler ve diğer olumsuz koşullar doğal yolla ya da üremeye yardımcı tedavi ile gebe kalma şansını azaltır.
Yumurta rezervi düşük olan kadınlar gebe kalsalar bile onlarda gebeliğin düşükle sonlanma riski artmaktadır. Bu sebeple de her ne kadar kadınların biyolojik yaşı yumurta rezervinin sayısı ve kalitesini belirlemede etkili olsa da bazen biyolojik yaşlanma dışında da yumurta yaşlanması sorunu olabilir.
Pek çok faktör dolayısıyla yumurtalık yaşlanması; yumurta sayısının azalması ile birlikte geride kalan yumurtaların da kalitesinin düşmesidir. Kadının yaşı 35’in, hatta 30’un altında olduğu halde yumurtalık yaşlanması olduğu zaman da gebe kalma potansiyeli ciddi anlamda düşmektedir. Bu bakımdan yaş kaç olursa olsun, genç kadınların da mümkün olan en kısa zamanda bebek sahibi olması, bunu ertelemek istiyorsa da evli ya da bekar olmalarına bakılmaksızın yumurta rezervlerini kontrol ettirmeleri gerekir. Bu sayede yumurta rezervi kontrol edilir ve riskli bir durum varsa yumurtaların saklanması, dondurulması yoluna gidilir.
Yumurta dondurma nedir?
Yumurta dondurma işlemi aslında, kadınlara neredeyse her yaşta gebe kalabilme şansı veren mucizevi bir tedavi yöntemidir. Şöyle ki; yumurtalık rezervi beklenenden önce tükenme riski taşıyan kadınlar için yumurtaların ileriki dönemlere saklanabilmesi çok önemlidir. Kadının üreme yetisini kaybetmesini önleyici bir uygulama olan yumurta dondurma, yumurtalıktan elde edilen yumurtanın (oosit) saklanarak ileride kullanılması amacıyla dondurulması işlemidir. Yumurtalık rezervi kısa sürede tükenme riski taşıyan, gebeliği ileriki yaşlara ertelemeyi düşünen, kanser gibi ciddi hastalıklardan tedavi görmesi gereken kadınlar için yumurta dondurma işlemi çok değerlidir. Bu işlem, kadının yumurtalıklarından vajinal ultrasonografi yardımı ile toplanan yumurtaların laboratuvar ortamında vitrifikasyon yöntemi ile dondurulmasıdır. Yumurta dondurma ile kadının var olan yumurtaları çok uzun bir süre aynı özelliğini koruyacak şekilde saklanabilir ve gerektiğine çözülerek döllenme için kullanılabilir.
Kimlerin yumurtası dondurabilir?
Yumurta dondurma işlemi günümüzde çok daha yaygın bir şekilde uygulanmaktayken, ilk uygulanmaya başlandığı dönemde yalnızca kanser tedavisi görecek olan kadınlara uygulanmaktaydı. Oysaki her geçen gün yumurta rezervinin erken dönemde tükenmesi sorunu çok daha yaygın hale geldiğinden, yumurta dondurma işlemine de daha fazla kadın ihtiyaç duyuyor. Bundan dolayı da Sağlık Bakanlığı, yeni yönetmelik ile yumurta rezervi düşük olan tüm kadınlara “yumurtalarını dondurma hakkı” tanımaktadır. Bu bağlamda;
- Yaşı ileri olan,
- Yaşı genç olan, ancak yumurta rezervi az olan,
- Kanser gibi tedavisi üreme yetisini olumsuz etkileyen hastalıkları olan genç, evli, bekar her kadın yumurtalarını dondurup istediği zaman gebe kalabiliyor.
Önceleri yumurtaların dondurularak saklanma süresi sadece 5 yıl ile sınırlı iken, günümüzde bu süre 5 yıllık periyotlar halinde takip edilmek üzere sınırsız hale gelmiştir.
Yumurta dondurma işlemi ile her yaşta gebelik mümkün!
Yumurta dondurma, kadının ilerleyen yaşından etkilenmeden istediği yaşta gebe kalabilmesini, sağlıklı bir bebek sahibi olabilmesini sağladığı için çok önemlidir. Yumurta dondurma sayesinde 30 yaşındaki bir kadın, dondurulan yumurtalarını 40 yaşına geldiğinde aynı kalitede kullanabiliyor. Yani aslında uzmanlara göre kadının yaşıyla birlikte rahmin yaşlanması da çok bir şey ifade etmiyor, önemli olan kadının yumurtalık rezervidir. Yeterli sayıda ve kalitede yumurtaya sahip olan kadınların her yaşta gebe kalabildikleri de bilinmektedir. Çünkü rahmin yaşlanması döllenme işleminin gerçekleşmesini engellememekte, sadece yumurtanın genç kalması yeterli olabilmektedir. Bu bakımdan kadınların üreyebilmeleri için en önemli olan yumurta rezervleridir.
Yumurtalık yaşlanmasını engellemek mümkün olabilir!
Yumurtalık yaşlanması gebeliğe engel olurken, yumurtalığın yaşlanmasını da engelleyebilmek mümkün olabiliyor. Şöyle ki; günümüzde tıp teknolojisi üreme hücreleri azalan ve yaşlanan kadınlara da gebelik elde edebilme şansı tanımakta, hatta yakın zamanda yumurta yaşlanmasını durdurmak da mümkün olabilmektedir. Yakın zamanda başlayan ve hala devam eden kök hücrelerle ilgili çalışmalarda kadınlara ileri yaşlara kadar yumurtalıklarını genç tutabilme olanağı tanınabilmektedir. Bu işlemde kadının yumurtalık dokusundan alınan hücreler çeşitli işlemlerden geçiriliyor ve bunlardan yumurta üretebilecek hücreler elde ediliyor. Sonrasında bu hücrelerden de mikokondriyalar elde edilerek yumurta kalitesinin artması sağlanabiliyor. Bu hususta klinik çalışmalar yapılmaya devam ediliyor ve ileriki dönemlerde yumurtalıktan elde edilen kök hücrelerden yumurta geliştirilebilmesi amaçlanıyor. Çünkü yumurta rezervi ve yumurta rezervinin koruması gebelik elde edebilmek için hayati önem taşıyor. Üreme yetisini artırmayı, üreme çağını biraz daha uzatabilmeyi hedefleyen çalışmalar da her geçen gün artıyor.